Natura Dergisi Ağustos 2005 Sayı: 2
Günümüzde Akbank Şubesi olarak kullanılan yapı, İstiklal Caddesi üzerindeki birçok yapı gibi, zemin katında dükkan, üst katlarında konut birimlerinin bulunduğu bir apartman olarak inşa edilmiştir. Yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, 1905 tarihli Goad Haritası’ nda tesbit edilmiş olması yapının benzer dönem yapıları gibi, 19. yüzyıl sonu - 20. yüzyıl başlarında, 1905 yılından önce inşa edildiğini göstermektedir.
Yapı zemin kat ve altı kattan oluşmaktadır. Altıncı kat sonradan ilave edilmiştir. Yapım sistemi kagir olan yapıda, döşemede putrel, duvarlarda ise tuğla malzeme kullanılmıştır. Neo Klasik üsluptaki cephede kaplama elemanı olarak birinci katta rustik, diğer katlarda ise kesme taş dokusu şeklinde derzlenmiş yapay taş bulunmaktadır.
Akbank Beyoğlu Şubesi binası günümüze gelinceye kadar farklı tarihlerde tadilatlar geçirmiş ve bu tadilatlar sırasında özgün planimetrisi bozulmuştur. Cephesinde yapılan yanlış tadilat sonrasında zemin katın özgün cephesi tamamen ortadan kaldırılmış, kullanılan yeni malzeme ve cephe düzeni yapının genel karakteri ile uyuşmayacak bir şekilde değiştirilmiştir. Cephenin beşinci katında tüm kaplamalar yapay taş ile yenilenirken, iyonik üsluptaki kolon başlıkları yerine siyah çimentodan üretilmiş başlıklar takılmıştır. Cephenin geri kalan yüzeyleri mekanik temizleme yöntemiyle temizlenmiştir. Cephe için sakıncalı olan bu işlem sırasında, spiral başlıkları ile gelişigüzel bir temizlik yapılmış ve yüzeyin patinası yani eskiyen üst dokusu yok edilmiştir. Dolayısıyla cephede özgün yüzey yok denecek kadar az kalmıştır.
Uzun yıllar çeşitli doğa etkileri altında kalmış olan yapıda, özellikle su ve hava sıcaklığı ile ilgili doğal etkenler cephede yoğun tahribata sebep olmuştur. Ortalama yüz yıllık tarihi olan binada sürekli ve düzenli bir bakımın sağlanamaması, doğal eskimelere ilave olan yapı bozulmaları cephenin özgün değerlerini kaybetmesine sebep olmuştur.
Cephenin sağ ve sol yan duvarlarında zaman içindeki yapı oturmaları çatlaklara sebep olmuş, yağmur suyunun düzenli atılamaması çatlaklara giren suyun don etkisi yapmasına neden olmuştur. Çatlaklara giren su donduğunda kama etkisi yaparak çatlakların büyümesine, bazı parçaların kopmasına yol açmıştır. Sıcak yaz günlerinde aşırı sıcak karşısında genleşen malzemeler, soğuk kış günlerinde dona maruz kalmış; ısı farkları, donma çözünme döngüleriyle malzemeler yorulmuş ve yıpranmıştır. Yorulan malzemeler zamanla bütünden ayrılmış ve yok olmaya başlamıştır.
Atmosferi kirleten sanayi atıkları, ısınma sistemleri, motorlu taşıtlardan çıkan zararlı gazlar binanın üzerinde kirli bir tabakanın oluşmasına sebep olmuştur. Havadaki karbondioksit, kükürt dioksit ve kükürt trioksit gazlarının yağmur suyunda erimesiyle cephe dokusunu eriten asitler oluşmuştur. Islanan yüzeylerdeki bezemeler asitin aşındırıcı etkisiyle ayrıntılarını yitirmiş, arada sırada ıslanan bölümlerde ise siyah, geçirimsiz bir tabaka oluşmuştur. Cephelerde biriken kurum mimari ayrıntıların algılanmasını engellemiş, bu kir tabakası altında kalan malzemeler özelliklerini yitirmişlerdir.
Cephe Restorasyonu: İşverenin isteği üzerine zemin kat dışındaki tüm katlarda yapılan cephe restorasyonu üç aşamada gerçekleştirilmiştir;
· Cephe temizliği
· Cephe onarım ve yenilemesi
· Cephe koruması
Cephe temizliği: Tarihi binaların cephelerinin temizliği, dikkatli yapılması gereken bir işlemdir; özensiz yapıldığında yüzeye zarar verir, bozulmayı hızlandırır. Temizliğin hangi teknikle yapılmasının uygun olduğuna karar verilebilmesi için önce cepheyi oluşturan malzemenin türü, kir tabakasının niteliği, yüzey bozulmaları ve yapının bulunduğu ortamın özellikleri incelenir. Temizlik için mekanik, kimyasal ya da ısı kaynaklı teknikler arasından seçim yapılması söz konusudur.(aşağıda var, burada olacaksa tekrar etkisini kaldırmak için ifadeyi değiştirmek gerekir)
Bezemeli, sanat ve tarihi değeri yüksek, hasara uğramış yüzeylerde kimyasal teknikle temizleme yapılması tercih edilir. Kağıt hamuruna emdirilen kimyasal madde cepheye uygulanır. Belli bir süre bekletildikten sonra, bol suyla yıkanır. Eğer ilk uygulamada istenen temizlik sağlanamıyorsa yüzeyin korunma durumuna göre, aynı işlem birkaç kez tekrarlanabilir. Kimyasal maddenin yüzeye zarar vermemesi için her uygulamadan sonra yıkama işlemenin tekrarlanmasına dikkat edilmelidir.
Söz konusu yapının cephe temizliğinde kimyasal yöntem uygulanmıştır. Cephedeki bezeme elemanlarına zarar vermeden temizlemek için kimyasal yöntem tercih edilmiştir.tekrar.. Cephenin kirlenme oranını belirlemek, bozulma haritasını çıkarmak ve tozundan arındırmak için öncelikle suyla yıkanmıştır. Daha sonra tüm cepheye kimyasal madde uygulanarak, üzeri kağıtla kaplanmış, cephenin kimyasal maddeyi emmesi sağlanmıştır. Daha sonra ise çözücünün buharlaşmasına engel olmak için üzeri naylonla kapatılırak en az bir gün bekletilmiştir. Yeterince bekledikten sonra bu naylon ve kağıtlar kaldırılarak tüm cephe basınçlı su ile yıkanmıştır. İlk uygulamada istenen temizlik sağlanamayan yüzeylerde, yüzeyin koruma durumuna göre aynı işlem birkaç kere tekrarlanmıştır.
Cephe onarım ve yenilemesi: Onarım ve yenileme öncesinde tüm cephede bir tarama işlemi yapılmış ve bozulan yüzeyler tesbit edilmiştir. Cephe yüzeyinden koparak yok olan elemanları yeniden üretebilmek için restitüsyon çalışması yapılmış ve sağlam yapı elemanlarından faydalanarak orjinal detaylar ortaya çıkarılmıştır. Cephe onarımı sırasında, büyük oranda bozulan kat silmesi gibi elemanlar, yerinde kalıp kurularak orjinal malzeme karışım oranlarına göre üretilmiş ve eksik kısımları tamamlanmıştır. Küçük oranda bozulan elemanlar imitasyonlu harç ile islah edilerek orjinal haline dönüştürülmüştür. Sıvalı yüzeylerde bozulan kısımlar tamamen kazınmış, metal donatılarla güçlendirilmiş ve yeniden aynı sıva türü ile sıvanmıştır. Sıva malzemesi olarak, yontu taşı tozu, mermer kırığı, beyaz çimento ve ince kum kullanılmıştır. Yenilenen sıvalı yüzeylere taş izlenimi vermek için ince tarak ile taraklanmıştır.
Fransız balkon korkuluklarının büyük bir bölümü yeniden üretilmiştir. Sağlam olan korkuluklardan alçı ve polyester kalıplar üretilmiş ve yeniden döküm yapılmıştır. Balkon küpeşteleri için de yerinde kalıplar hazırlanmış ve eksik kısımları tamamlanmıştır. Fransız balkonların su giderlerinin mevcut durumunda çok sayıda ve gelişigüzel olması sebebiyle su borular yoluyla değil, açılan duvar deliklerinden kendiliğinden atılmış; bu sebeple balkon altlarındaki yüzeyler ve kat silmelerinin daha hızlı kirlendiği izlenmiştir.(burası sorunları anlattığın yukarıdaki bölümde olsa daha iyi) Restorasyon sırasında gereksiz giderler kapatılmış ve her balkona bir adet galvaniz boru döşenerek cepheden 15 cm. taşırılmış ve suyun uzaklaştırılması sağlanmıştır.
Cephe koruması: Cephe temizliği ve onarım – yenileme işleri bitirildikten sonra cephenin bundan sonraki dönemlerde kirlenme hızını düşürmek için emprenye malzemesi uygulanmıştır. Şeffaf ve su bazlı olan bu malzeme cephe üzerinde geçirimsiz bir tabaka oluşturarak yağ ve asitlerin yüzeye işlemeden akıp gitmesini sağlamaktadır.
CEPHE TEMİZLEME YÖNTEMLERİ
Tarihi binaların cephelerinin temizliği, dikkatli yapılması gereken bir işlemdir; özensiz yapıldığında yüzeye zarar verir, bozulmayı hızlandırır. Temizliğin hangi teknikle yapılmasının uygun olduğuna karar verilebilmesi için önce cepheyi oluşturan malzemenin türü, kir tabakasının niteliği, yüzey bozulmaları ve yapının bulunduğu ortamın özellikleri incelenir. Temizlik için mekanik, kimyasal ya da ısı kaynaklı teknikler arasından seçim yapılması söz konusudur.
Mekanik Temizlik: Aşındırıcı kum, cam küresi ya da alüminyum tanelerinin düşük basınçla püskürtülmesiyle yüzeydeki kirlerin uzaklaştırılması sağlanabilir. Aşındırmanın fazla olmaması için düşük basınçla ve özenli çalışılmalıdır. Bu teknikte çalışan kişilerin iyi yetişmiş olmasına dikkat edilmesi gerekir. Bu teknik, bezemesiz, büyük yüzeylerin temizliği için uygundur. Bozulmuş yüzeylere kumlama uygulanması doğru değildir.
Kimyasal Temizlik: Bezemeli, sanat ve tarihi değeri yüksek, hasara uğramış yüzeylerde bu teknikle temizleme yapılması tercih edilir. Kağıt hamuruna emdirilen kimyasal madde cepheye uygulanır. Belli bir süre bekletildikten sonra, bol suyla yıkanır. Eğer ilk uygulamada istenen temizlik sağlanamıyorsa yüzeyin korunma durumuna göre, aynı işlem birkaç kez tekrarlanabilir. Kimyasal maddenin yüzeye zarar vermemesi için her uygulamadan sonra yıkama işlemenin tekrarlanmasına dikkat edilmelidir.
Suyla Yıkama: Cephelerin yıkanarak temizlenmesi, suda çözünen kirler söz konusu olduğunda başarılı sonuç vermektedir. Ancak cepheye fazla su verilmesi sakıncalıdır. Kılcallıkla su cephe yüzeyinden içeri doğru hareket etmekte, duvar bünyesi içindeki tuzları harekete geçirerek, iç yüzeyde çiçeklenmelere neden olmaktadır. Bunu önlemek için suyu zerre halinde püskürten özel uçlar kullanılır. Adeta bir bulut gibi yayılarak kirli yüzeyi saran su zerreleri sayesinde çok az su ile geniş yüzeyleri ıslatıp temizlemek mümkün olmaktadır.
Emici Kil ve Kağıt Hamurları Uygulama: Çok kirli, çiçeklenme sorunu olan cephelerde, sepiolite ve attapulgite gibi killerle hazırlanan hamur yüzeye sıvanır, sıvanan tabaka kuruduktan sonra kaldırılır. Gerektiğinde bu işlem tekrar edilerek duvar, içindeki çözünür tuzlardan, yüzeyindeki yağ, mum gibi yabancı maddelerden arındırılabilir. Cephenin çözünebilir tuzlardan arındırılması için deiyonize su ile hazırlanan kağıt hamurundan da yararlanılmaktadır.
Emici Jeller Uygulanması: Düşey yüzeylere uygulanan şeffaf jeller çok zayıf bazik karışımlardır. Fırça ile yüzeye sürülen macun kıvamındaki çözeltinin üstü plastik veya alüminyum folyo ile örtülür; çözücünün buharlaşmasına engel olmak için kenarları sıkıca kapatılır. Belli bir süre sonra üstü açılır, yüzey temizlenir ve deiyonize su ile yıkanarak bazik kimyasal maddelerin uzaklaşması sağlanır. Yıkama güçlüğü nedeniyle bu yöntemi bol gözenekli taşlarda uygulamak pratik değildir.
Kyn; Zeynep Ahunbay, Tarihi Çevre Koruma ve Restorasyon,s.104